Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

21 Ekim 2013 Pazartesi

SES Türkiye



Sanatçılar Gezi protestoları ve kentsel değişimden ilham alıyor

Gezi Parkı olayları ve büyük çaplı yeniden geliştirme çalışmalarının etkileri açık bir biçimde ele alınıyor.

SES Türkiye adına İstanbul'dan Burak Sayın'ın haberi -- 14/10/13

İstanbul - doğu ve batı, köylü ve kentli, Oryantal ve Avrupalı, Boğaz'ın huzur veren ortamı ve şehir hayatının keşmekeşi gibi - zıtlıkları uzun zamandır bünyesinde barındıran bir şehir.


İstanbul - doğu ve batı, köylü ve kentli, Oryantal ve Avrupalı, Boğaz'ın huzur veren ortamı ve şehir hayatının keşmekeşi gibi - zıtlıkları uzun zamandır bünyesinde barındıran bir şehir.

Süregelen bu çelişki, son dönemdeki Gezi Parkı protestolarını ve zaman zaman tartışmalara sebep olan kentsel dönüşüm projelerini ele alan eserlerin sergilendiği "Anne, ben barbar mıyım?" başlıklı 13. İstanbul Bienali'nde yansıtılıyor.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğretim elemanlarından İnsel İnal, Bu yaz ülke gündemine oturan hükümet karşıtı protestoların, sokaklarda yeni bir sanatsal ifade biçimi yarattığını ve Bienal'in esasen bunun yanında sönük kaldığını söyledi.

SES Türkiye'ye demeç veren İnal, "Siyasi meseleleri tartışmak riskini almayıp, sanatı kapalı kapılar ardına kilitliyorlar. Hayat bundan daha yaratıcı ve hızlı. Sanat, gerçeklik kavramımızı daha duyarlı kılıp bizi sorgulamaya sevketmek için önümüzde yeni algı kapıları açmalıdır. Fakat en önemlisi, bize yeni ve daha iyi bir dünyanın ipuçlarını vermelidir." dedi.

Sanat etkinliğinin amacını, kamusal alanın siyasi bir forum olarak kullanımını incelemek ve sanat-edebiyat ilişkisine odaklanmak olarak açıklayan küratör Fulya Erdemci, "barbar" teriminin, anlaşılamayan bir dile, ötekinin diline atıfta bulunduğunu ifade etti.

Erdemci, kamusal alanın siyasi bir forum olarak kullanılmasını "oldukça tartışmalı bir kavram" diye nitelendirdi.

Sergilenen eserlere eşlik eden açıklamasında Erdemci, "Bugün, İstanbul’da örneğin, iyi bir vatandaş olmak ne demektir? Vatandaşların birbirlerine karşı, özellikle de en zayıf ve en dışlanmışlar da dahil olmak üzere, sorumluluk hissettikleri ve bu sorumluluğu yüklendikleri yeni bir toplumsal sözleşme hayal edemez miyiz?" ifadelerini kullandı.

Küratör, etkinliğin "Süregelen kentsel dönüşümlerin, bu 'savaş meydanı'nın ortasında, vatandaş olmak statükoya uymak mıdır, yoksa sivil itaatsizlik eylemlerine katılmak mı?" sorusunu yönelttiğine değindi.

Galeri Nev'in kurucusu Ali Artun ise bazı çalışmaları eleştirdi.

SES Türkiye'ye konuşan Artun, "Bugün David Cameron ve Angela Merkel gibi nüfuz sahibi Avrupalı liderler bile, Zizek'in uzun zaman önce açıklamış olduğu gibi, çok kültürlülüğün ırkçılığı desteklediğini düşünüyor. Bienal'de ziyaretçileri sıkan çalışmaların büyük bölümü, sanatı kullanıp bu eserleri ziyaretçilere sergileyerek anılarını ve tecrübelerini anlatma ayrıcalığına sahip olduklarını düşünen sanatçılara ait." dedi.

Sanatçı, İstanbul'un bir kent ve bir kültür merkezi olarak büyümesinin birbirinden ayrılamayacağını belirtti.

Artun, "Bienallerin, günümüzde kentlerin küresel popülaritesi açısından önde gelen ortamlar olduğu ve sanat piyasalarının da kentlerin markalaşması için bir platform teşkil ettiği açık." dedi.

Toplam 88 sanatçının eserlerine yer veren Bienal 20 Ekim'de sona erecek.

Etkinliğin sponsorlarına ait şirketlerin, kentsel yeniden yapılandırma projelerinde yer aldığına dikkat çeken İnal şu yorumda bulundu:

"Onlar için bu sadece pazarlama ve aynı zamanda da günah çıkarma. Her iki tarafın da en iyi yönlerinden yararlanmak."

1 yorum:

  1. Bu çok iyi bir içerik ile çok iyi düşünülmüş bir site, ben gerçekten de çok bunu okurken keyif. Ben kesinlikle tavsiye siteleri kontrol edeceğim. Online Seyahat Acentaları

    YanıtlaSil